Eylül 26, 2010

minyatür

 Efendim benim minyatür sanatına ilgim mesleğimden gelir. Şimdiye kadar gelmiş tüm minyatürleri yorumlamak,tasnif etmek,korumak,sergilemek bir sanat tarihçinin vazifesidir.Ben bunlardan değilde minyatürün kendisinden bahsetmek isterim.Evvela minyatürü tanımlamak lazım;

Batı dillerinde bir nesnenin küçük boyutlardaki örneğini belirten "Minyatür" sözcüğü, zamanla kitap resmi için kullanılan bir terim halini almıştır. Eski Türk kaynakları kitap resmi için "Nakış", "Tasvir"; minyatür ressamı için de "Nakkaş", "Musavvar" gibi sözcüklere yer verirler.Minyatürler bilindiği gibi el yazmalarının içerisinde onların anlattığı konuyu desteklemek aynı zamanda da süslemek amacıyla yapılırdı.


İlk zamanlar el yazmaları Yunanca'dan çeviriler halinde oluşturulurdu.Tıb,eczacılık ve astronomi alanlarında kitaplardı bunlar. Bu kitaplar önce çevrilir daha sonrada açıklamak için nakkaşlar tarafından resimlenirdi.Örnek vermek gerekirse Dioskorides'in Materia Medica'sı Kitab-ül Haşaiş olarak çevrilmiş ardından resimleri yapılmıştır.
Bu minyatür Kitab-ül Haşaiş den bir sahnedir.Bu sahnede bir ilacın yapılışı anlatılır.Hangi otun kullanıldığından bahseder.
Yine burada da aynı şekilde bir ilacın hazırlanışı anlatılıyor.Altındaki metinde ise açıklaması bulunuyor.
Eserlerin bir çok nüshası yapılır ve üslüplarından tutun nakkaşları desenleri dönemleri birçok farklılıklar gösterebilir.

Kimilerine en ilginç gelen konu Hz. Muhammed'in tasvir edilmesidir.Halbuki 14. ve 15. yy larda minyatürlerde resmedilmiştir.
Buradaki eser Topkapı Sarayı kolleksiyonunda saklanmaktadır.Cebrail ve Hz. Muhammeti rahatlıkla seçebiliyoruz.


Şehir tasvirleride kullanılmıştır minyatürlerde elbette.Matrakçı Nasuh'un bir eserini örnek gösterebilirim.
                                                     Matrakçı Nasuh, Nice şehri.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder