Eylül 28, 2010

Yalnızca eğlenceden bahsetmek isterim.Eskiden olduğu gibi.Başında ne kadar az sıkıntı varsa ne kadar az yoruluyorsa beynin okadar eğleniyorsun.İnsan evladının tümü büyük bir şans eseri dünyayı gelir.Milyonlarca sperm arasından sen oluşuyorsun.Şans işte bu.Fakat dünyaya geldiğinden itibaren şanslarını yok ederler,edersin.Ederler diyorum çünkü birazda hayatına ailen yön verir.Sen bir annenin rahminden doğdun evet.Ama o anne o baba nasıl insanlar?Eğitimleri ne?Nerede yaşıyorlar?Nasıl yaşıyorlar? Gibi gibi gibi..Hayatla etkileşiminin başladığı okul nasıl bir okul?
İnsan yaşadığı müddetçe bir yığın dönüm noktalarına ulaşır ve seçimler yapar.Bu seçimler hayatını oluşturur.Lise de seçtiğin bölüm (TM- FM- TS), üniversitede seçtiğin bölüm, kız-erkek arkadaşın..Bu seçimler hayatını belirler.Çok  ender olarak şöyle durumlarla karşılaşılır adam fizik okumuştur gidip seramik ustası olur.Yönünü değiştirir.Hayatı için,kendi için.Bunun erkenden farkında olanlara ise yazıktır.Örnekse ben bir konuda başarılı olacağıma inanıyorum fakat ailem çevrem vs. bana yanlış olduğunu söylüyorlar zaruriyetten kabul ettiriliyorum.İşte ben hayatımı ellere teslim ettim.Hayatıma şekil verdiler.
 Yanlış anlaşılmasın ne sosyologum ne psikanaliz uzmanı. Bunlar tamamen gözlem ve takip. 
Kişi istediği insanla beraber olduğunu zanneder fakat bilmez ki aslında toplumda onu daha iyi gösterecek insanla beraberdir.Yada sevdiği mesleği yaptığını zanneder aslında sosyal hayatta saygı duyulacak mesleği yada önemsenmesini sağlayacak mesleği seçer.Bir insan belki kaporta cila işinde çok iyi ama saygı görülecek bir iş olmadığı için gidiyor mühendislik okuyor tıbbı seçiyor vs. Biz baştan iyi yönlendirilemedik yada kendimizi tanımayı öğretemediler bize.Çoğu birey yeteneğini keşfedemeden başlıyor hayata,son demlere doğru aa ben edebiyatta çok iyiymişim diyor ama adam doktorluk yapmış yıllarca.Bu sebepten değilmidir kişilerin geç yaşlarda hobilere yönelmesi örnekse bir kitap yazması.Geç farkediyor.Kimse bana söylemedi diyor.Çünkü yönlendirilmeye alıştığı için toplum tarafından,kimse ona söylemedi.Kimse sen çok güzel şiir yazıyorsun demedi.Ona git doktor ol dedi,öğretmen ol dedi.Sanatçının soytarı olduğu memlekette,saygın olmak için bankacı,mühendis,doktor gibi mesleklere yöneldi insanlık..Hiç bir alanın hakettiği değeri görmediğini düşünüyorum.Küçük yaşlarımdan beri tiyatroya olan ilgim farkedildi,şanslıydım.Farkındaydım.Niçin eğitimini alamadım.Çünkü para yoktu o işte, hayatımı idame ettiremezdim.Hadi bunu geçelim sınava girsem bile bana okula girmem için torpili yapacak bir millet vekili tanışığım yoktu.Sonuç olarak her gencin yaptığı gibi küçük kutucukları kodlayarak puanımın yettiği kadarıyla sanat tarihine girdim.Sanatla ilgili olması yine şansımdı.Fakat yinede mesleğimi yapamıyorum.Niçin çünkü daha öğretmenini,öğretmensiz okullara yerleştiremeyen,doktorunun uzmanlık sınavını yapamayan devlet nasıl olur da sanatıyla ilgilenip onun uzmanının atamasını yapar?Toplum olarak kabullendik artık. Ben belki çok iyi dünya çapında bir tiyatro sanatçısı olabilirdim ama seçimlerim (zaruri) beni bu yöne sürükledi.Hangi ülkede fakülte mezunu bir insan yaşamını idame ettirmek için bir dükkanda tezgartarlık yapar? Alanında uzmanlaştığını belirten diplomaya sahip insanlar pazarda sütyen don satıyor!
Öze gelelim. Seçimler,dönüm noktaları çok sık önümüze gelir. Belirleyici olan tercihlerimiz.Önemli konu hür iradenle mi seçiyorsun? Baskı altında mı? Yönlendiriliyor musun? Destekleniyor musun? 
Kritik noktada olanları ayrı tutalım. Destekleniyor gibi görünür, yönlendirilirsin.Biliyorum.Hepinizi biliyorum.
Bu farkındalıkla yaşamak oldukça güç.Yalnız olmadığımı da biliyorum.Ancak çocukluğundan beri ülkesine aşık bir birey olarak yetişen biri olarak şunu söylemeliyimki; ne yaşadığım ülkeden,ne yöneticilerimizden, ne sistemden ( hukuk sistemi,yargı sistemi,eğitim sistemi vs.) memnun değilim.O çok sevdiğim ülkemde yaşam kaygısı içindeyim.Ben uğruna kan dökülmüş bu ülkemde artık yaşamak istemiyorum.Diğer ülkeler çok mu muhteşem? Detayıyla bilemem ama yaşam standartının bu derece düştüğü,eşitsizliğin olduğu,saygının büyük derecede azaldığı,hayati tehlikenin maksimuma çıktığı bu ülkede ben yaşamak istemiyorum.


"Sizi bilmem ama ben karar verdim.
Su gibi duru olup hep akmaya..
Başka sular tanıyıp çoğalmaya,
dalgalanmaya, akmaya..
Son günlerde çok düşünür oldum
Zor zamanları,çabuk atlatır oldum....
Yalnız mıyım? İnsanlar içinde..
Arkadaşlarım, aşklarım içinde.."

1 yorum:

  1. yazından çok etkilendim. tercihlerimizin gerçekten bizim tercihlerimiz olup olmadığını anlamak çok güç. çok fazla şeyin etkisindeyiz ve bu farkındalıkla yaşamak en güç olanı.

    YanıtlaSil